Ortak Mücadele, Ortak Ruh Halini Besler
DOĞAN HALİS – Devrimci Sağlık İş Sendikası Onursal Başkanı
Yerel seçimlerden sonraki süreç demokrasi güçlerinin birliğine olan ihtiyaç açısından ne tür olanaklar içermektedir?
Öncelikle, “Demokrasi İçin Birlik” metni iyi düşünülmüş, içeriği itibariyle anlamlı bir metin olarak gördüğümü belirtmek istiyorum.
Metinde de değinildiği üzere, demokrasi güçlerinin birliğine olan ihtiyaç yakıcılığını sürdürmektedir. Yapılması gereken en önemli adım, öncelikli olarak ve önyargısız şekilde sürecin olumluya evrilmesine destek olmak için katkıda bulunmaktır. Türkiye toplumunun yaşam şartlarının ağırlığının da etkisiyle önemli bir değişim içinde olduğunu görmek gerekir. Bu nedenle, 31 Mart yerel seçimleri önemli bir muhalif damarın varlığını gösterdi. Öncelikli olarak, toplumsal sorumluluk duyan herkesin, başta demokrasi mücadelesini her şart altında omuzlayan deneyimli öncülere düşmektedir. Halkımız siyasal sürecin yönüne dair çok olumlu mesajlar verdi. Muhalif halk hareketinin, daha çok ekonomik ve sosyal sorunların etkisiyle gösterdiği tepkiye devrimci, demokratik siyasal bir içerik kazandırılması en büyük payda olarak ortada durmaktadır. Bu tepki, can yakıcı insani yaşam talebi olarak dışa vursa da ağırlıklı olarak daha derinlerde durmaktadır. Bu derinlikli muhalefetin açığa çıkması da biliyoruz ki, örgütlü bir sol ve emek hareketiyle bir çekim merkezi oluşturabilirse ancak sağlanabilir.
Farklı mücadele alanlarının birbirini güçlendiren bir ittifak zemininde bir araya gelmesi, bunun var olan ittifakları da güçlendiren bir dizilişi nasıl sağlanabilir?
Mevcut ittifaklarının içeriklerini tartışmayı, oluş biçimlerine takılmayı anlamlı bulmuyorum. Bunun, bir efor kaybına dönüşmesi riski peşinen alınmamalıdır. Tayin edici olarak, verilmesi gereken demokrasi mücadelesi ittifakların merkezine oturtulmalıdır. Büyük dava için, büyük güce ihtiyaç duyulacağı, bunun için; başta işçi ve emekçilerin, emeklilerin, kimsesizlerin ve yalnızlığı iliklerinde hissedenlerin öznesi olacağı bir hareketin örülmesini anlamlı bir çaba olarak görülmelidir. Mevcut ittifakları örselemeden, katılımcılarını eleştiri adı altında sınırları belirsiz tartışmalara sürüklemenin, geçmiş deneyimlerin sonuçları gözetildiğinde böylesi bir durumu pek hayırlı görmüyorum.
Esasen yapılması gereken en önemli adım, topluma güven verici bir yapılanmanın yaratılmasıdır. Güven, toplumsal muhalefeti örmenin anahtarıdır. “Tuzu kuru!” tutumlar takınmak kanımca öncelikli bir ihtiyaç değildir. Can yakıcı sorunların gündem olduğu, ortak mücadelenin önemsendiği ve toplumdan önemli geri dönüşlerin alındığı bir hat ısrarla devam ettirilmelidir. Aradan geçen uzun yıllardaki kayıplarımızın telafi edileceği yeni ve ortak bir mücadele çizgisi önemsenmelidir. Ortak mücadele, ortak ruh halini besler. Özgüvenli ve katılımcıların birbirine yaslanmasını sağlayan bir diziliş beraberinde yeni katılımları getirebilir kanaatindeyim. Muhafazakarlaşmış bir sol yeni sürece ne kadar önderlik edebilir, doğrusu bu konuda kuşkuluyum. Soldaki dar dünyaların bütünlüklü ve kapsamlı bir hareketle nasıl ilişkilendirilebileceği önemli bir endişe kaynağı olarak durmaktadır.
Seçim ittifaklarını aşan ve toplumsal muhalefetin tabanını genişleten ittifakların temel mücadele araçları, hedefleri, taktikleri ve örgütlenme biçimleri neler olmalıdır?
Toplumsal ihtiyaçları yerinde ve zamanında seslendiren bir yapılanma, mevcut siyasal konjonktürde ilgi görebilir. Manalı olan, kitlelere seslenmenin ötesinde sesin algılanması ve amacının içselleşmesidir. Yıllardır, oy deposu olarak görülen geniş kitleleri mevcut haliyle kavramaya çalışmanın, beyhude sonuçlara yol açacağı ihtimal dahilindedir. Değişim ve dönüşümü gündemine almayan bir hareket, yeterli düzeyde ideolojik olarak beslenemez ise zayıf kalacağı aşikardır. Buna en iyi örnek CHP’dir. Kitlesi sola yatkın olmakla beraber, yeterli değişimin yaşanamadığı, daha çok seçimler düzeyinde ve oy vermenin ötesinde geçilemediği bir gerçektir.
Örgütlü ve ortak mücadele arayışında olan bizleri bekleyen ve bir yerde ulaşmamamızı gözleyen, katılıma hazır bir kitle örgütlenmesi ne yazık ki mevcut değildir. Yeni bir hareket; toplumsal mücadele zemininde müttefik olacağı kitle örgütlenmelerinin yaratılmasını de elleriyle sağlamak durumundadır. Diğer bir ifadeyle; eski mücadele kültürümüzde tarif edildiği gibi, bugün için içi dolu demokratik kitle örgütleri, meslek örgütleri, kooperatif örgütlenmeleri yoktur. Buna dair örnek vermek gerekirse, tek başında sendikal hareketin yaşadığı yapısal ve yönetsel kriz bile yeterlidir. Burada emek ve meslek örgütlerinin güçlenmesi çalışması siyasal mücadeleyle birlikte düşünülmelidir.
Ek olarak; yeni bir hareket yaratılacak ise, eski diye kullanılmayıp bir kenara atılan ideolojik silahlarımızı tekrar kuşanmalıyız. Bugün kabaran sosyalist bir mücadelemiz olmasa bile anti-emperyalist, anti-faşist, anti-şovenist mücadele vurgusu ihmal edilmemelidir. Neo İslamcı siyasal çizgiler tarafından adeta elimizden alınan ve devrimci mücadelemizde koçbaşı olabilecek değerler tekrar yaşama dahil edilmelidir.
Kategoriler: Birlik Tartışmaları, Genel